Sporla Parlamak

Krem Seçimi
01/06/2020

Zannediyorum ki biraz benden 2 yaş büyük abimle birlikte büyümemden biraz da Rize’de ağaçların arasında koşturmaktan spor yapmaya hep meraklı oldum. Spor yaparken çok daha canlı bir ruha, kendi parıldaması olan bir cilde sahip olduğumu hissederim. Bana kalırsa deri sağlığımız ve spor hakkında konuşmak için güzel bir gün.

Bugün İstanbul Caddebostan’da NikeWomen VictoryTour koşusunda eşim ve ben bol bol fotoğraf çekerek bu yazımı renklendirelim istedik. Ancak fotoğrafları çekmek ve yanımda koşarak bana destek vermek göreviyle bulunan eşimin ‘ne kadar farklı bir yarış organizasyonu’ olduğunu belirtmesi ile hikâye tamamen yön değiştirdi.

Ojeler olmalı, hem de rengarenk…

Yarış için toplanma alanında, su ve yiyecek standlarının aksine, uzun sıralar halinde ‘saç ve tırnak stili, yüz boyama, flashdövme, sırt ve baş masajı’ adı altında standlar mevcuttu. Zaten bu özelliklerdeki standları ‘Kadın Koşusu’ olmayan bir yarış organizasyonunda da görmek pek mümkün olmazdı. Kendimi derhal tırnak standına doğru yürürken buldum. Geçerken göz attığım dövme standına uğramamak da ne demek! Saç konusunda ise kıvırcık saçla sıcakta koşmanın zorluğunu bildiğim için önceden örerek gittiğimden, yarıştan sonra bir iki renkli tüy yapıştırmaya vakit ayırdım yalnızca. Bir de başka bir koşucunun rengarenk bez tokalardan bileklik yaparak ter silmek için alternatif çözümüne bayıldığım için, aynısını hemen uygulamalıydım. İşin güzel yanı ise, 3500 kadının katıldığı bu koşuda, rengarenk süslemeleriyle yarış öncesi topluca yapılan ısınma hareketlerinin arasında dans etmeyi de başaran bir enerjiye sahip olmamızdı. Yarış başlangıç alanına giderken kozmetik standına uğrayarak güneş koruyucumu yenilediğimide belirtmeliyim.

Dövmemiz de tamam. Saç tüyleri eksik kaldı ama yarış başlamak üzere.

Kadın olmak erkek egemen bir toplumda zor, evet. Ancak çok güzel bir enerjiyi, renkleri ve süsleri sevmeyi, kapı gıcırtısında dans edebilmeyi, yarış temposu düşen hiç tanımadığın bir koşucuya haydi diyebilmeyi, birçok sesin içinde birlikte organize olabilmeyi de sağlayan bir ruha sahip olmak demek. #NikeWomenVictoryTour organizasyonu, bu anlamda, küçük ancak çok kıymetli bu farklarımızın bir kısmını bize hatırlatan, başarılı, keyifli ve amacına uygun bir organizasyon oldu.

Sabahın 6’sında yola çıksak da süsümüz olsun yeter.

Yarış esnasında yollarımıza kırmızı halılarda süs çiçekleri sererek, alkışlarıyla motive ederek, limuzinleriyle su ikramlarında bulunarak hem güldüren hem motive eden sevgili erkeklere de teşekkür ederiz. Tabii ki her koşuda olduğu gibi bunda da nedense en çok zorlandığım ilk 1,5 kilometrede beni yalnız bırakmayan ve devam etmemi sağlayan sevgili eşime ayrıca teşekkür ediyorum.

Tüm bunların yanısıra, yarış bittiğinde nefes nefese yanına oturduğum başka bir koşucu ile ‘bir kadın olarak hızlıca muhabete girmemizin’; Eskişehir’den geldiğini, benim de İzmit’ten geldiğimi söylemem; İzmit’te öğrenci misin diye sorması ve aslında 35 yaşında olduğumu öğrendikten sonra gösterdiği o genç yaşının arkasından 40 yaşında olduğunu söylemesi; karşılıklı yaşadığımız bu şaşkınlık zinciri ve gülümseyişimiz; sporun bedeninize, ruhunuza ve cildinize kazandırdığı gençliği bir kere daha hayranlıkla izlememi sağladı.

Enerjinizi kaybetmemeniz dileğiyle.

Sağlıkla ışıldayın…